Bu yazı 05.08.2016 tarihinde Yeni Arayş sitesinde yayınlanmıştır.

Geçtiğimiz yazıda Türkiye ekonomisinin inşaat sektörü ve gayrımenkul üzerinde büyüdüğüne dair şehir efsanesini ele almıştık. Bu yazıda ise inşaat sektörünün Türkiye’deki durumunu biraz daha detaylı inceleyelim.

Tablo 1’de görüleceği üzere İnşaat sektörü güven endeksinde 2011’e göre çok ciddi bir düşüş var. 2014’te %80’nin altına düşen endeks Temmuz 2016 itibariyle 83’ler seviyesine gelmiş.

Screenshot 2016-08-05 11.24.34

İkinci olarak konut satışlarının coğrafi bazda nasıl gerçekleştiğine bakalım.Bu tablo Türkiye’deki göç ve gelişme gibi birçok konu için de iyi bir gösterge aslında.

Screenshot 2016-08-05 11.24.40

Ekli tablodan da görüleceği üzere 2008-2015 arasında Ankara’nın toplam konut satışı içindeki payı neredeyse yarı yarıya düşerken, İzmir ve Akdeniz Bölgesi gibi turizmin yoğun olduğu bölgelerde konut satışlarının toplamdaki payı neredeyse sabit kalmış. İstanbul’un 2008’de %24,23 olan payı ise 2015’de %18,60’a düşerken Marmara Bölgesinin toplamdaki payı %5,45’ten %15,96’a fırlamış.Aynı şekilde Ege’nin payı da özellikle 2013’te ciddi bir artış göstererek %7’leri aşmış.Güneydoğu, Doğu, İç Anadolunun toplamı düşerken Karadeniz’de hafif bir artış olduğunu gözlemliyoruz. İstanbul ve İzmir’i de içerecek şekilde Marmara ve Ege bölgesinin toplam konut satışı içindeki payı 8 yılda %40,14’ten %48,27’e ulaşmış. Yani Türkiye’nin 19 ilindeki konut satışı aşağı yukarı 62 ildeki satışa eşit.

Yurtiçi konut satışları böyle. Peki bu tabloda yabancıların konut alımı nasıl gerçekleşmiş? Aralık 2015’te aylık 2200’ün üzerine çıkan konut satışları hem Rusya ile yaşanan uçak krizi hem de artan terör olaylarının da etkisiyle 1600 adedin altına düşmüş durumda.

Screenshot 2016-08-05 11.24.54

Sonuç olarak inşaat sektörünün durumu çok parlak demek zor. Hem güven endeksinde ciddi br düşüş var hem de yabancıların konut talebi düşüyor. Bunun dışında büyümenin özellikle büyük şehirlerin etrafında ve ağırlıklı olarak Marmara ve Ege bölgelerinde olduğunu söylemek mümkün. Bu farklılık yani doğudan batıya olan kayış ve eşitsiz büyüme olgusu endişe verici.